30 Eylül 2019 Pazartesi

Fonetik Sanat Nedir

Fonetik sanatlar edebiyat ya da müziktir. Fonetik veya sesbilgisi bir dildeki seslerin oluşumunu, aktarılmasını ve algılanmasını inceler. Bir dilin en yalın ve temel öğesi olan ses, insan gırtlağındaki ses tellerinin titreşi-miyle oluşur; küçükdil, dil, dudaklar, damak, geniz, dişler gibi organlarla değişik nitelikler kazanır. Fonetik insan sesiyle ilgili çalışmalar yapar. Doğadaki öteki canlıların veya cansız­ların çıkardığı sesler fonetiğin uğraş alanı dışında kalır. Fonetik, insanın çıkarabildiği tüm sesleri incelerken belirli bir dile bağlı kalmaz. Başka bir deyişle fonetik bir dildeki sesleri değil, genelde sesleri inceler.

Ülkemizdeki Fonetik Sanatlar

 Osmanlı Döneminde Fonetik Sanatlar

 (1299-1922) Yaklaşık 600 senesi kapsayan bu dönemde, Türk müzik kültürünün üç ana türü olan halk müziği, geleneksel sanat müziği ve geleneksel askeri müzik, 19. Yüzsenesin ilk çeyreğine kadar Türk müzik yaşamına tümüyle egemen olmuş, 1826'dan başlayarak İstanbul'un saray çevresinde ülkelerarası sanat müziğinin örnekleri de seslendirilmiştir. Tarih içerisinde kendi köklü geleneğini oluşturarak vatandaşlarımızın duygu ve fikirlerini ifade eden halk müziğimiz, yalınç, içtenlikli bir anlatımla halkın genel, ortak anlayışını, yaşam ve beğeni biçimini, umutlarını, özlemlerini temsil etmiştir. Kırsal kökenli ve din dışı özellikte olan Türk halk müziği, şiirden de güç alarak toplumun sorunlarına eğilmiş, ustalıklı ezgisel ifade düzeyini geliştirmiştir. Bu müziğin önde gelen özellikleri, makamsal, anonim ve din dışı olmasıdır. Bütün formlarında geleneksel Türk müziğinin perde dizgesi kullanılmıştır. Ezgiler bezeklidir, sekilemeler yoğun biçimde yer alır. Ritmik perspektiften ise "usûllü" ve "usûlsüz" olarak ikiye ayrılır: Kırıkhavalar, uzunhavalar. Kırıkhavalar, genellikle "türkü" ismiyle tanınan ritmik ezgilerden oluşur. Bu grupta yer alan formlar, koşma, varsağı, mâni, karşılama, semai gibi adlarla belirlenmiştir. Uzunhavalar ise doğaçtan söyleniyor izlemini veren usûlsüz ezgilerdir. Çeşitleri genelde bölgesine göre adlar almıştır: Maya, bozlak, hoyrat, gurbet. Halk müziği formları yalındır, genelde bir bölümlü biçimden oluşmuştur. Seslendirme öğeleri ise üç yönden önem kazanır: Ağız, tavır, düzen. Osmanlılar döneminde halk müziğimiz, kırsal kesimde yaşamakta olan yoksul nüfus ile yönetici konumundaki üst kesimin çelişkilerini halk adına ifade eden bir işlev de taşımıştır. Lâvta; görünümü uda benzeyen telli çalgının en belirgin özelliği, tellerinin parmakla çekilerek çalınmasıdır. 16. Ve 17. Yüzyılda Avrupa'da da kullanılmış olan Lâvta, Türk müziğinde 19. Yüzyılda yoğun şekilde kullanılmıştır. Avrupa'da kullanılan örneklerinden ayırmak için Alaturka Lâvta adı ile da anılan Türk Lâvtası'nın uda göre en önemli farkı, sapının perdeli oluşudur. Geleneksel Türk sanat müziği, soylu, derinlikli özellikleriyle "divan musıkisi", "klâsik Türk müziği" gibi adlarla da anılmış, özünde her zaman kentsel Osmanlı müziğini temsil etmiştir. Bu müzik, dinsel ve din dışı olmak üzere ikiye ayrılır. Dinsel yönüyle "cami müziği" ve "tasavvuf müziği"ni kapsar. Din dışı formların önde gelenleri, şarkı, aranağme, gazel, taksim, peşrev, medhal, saz eseri, semai, beste, kâr, kâr-ı natık ve fasıl'dır. Türk müziğinin teorik temelleri, 15. Yüzsenesin başlarında Maragalı Abdülkadir tarafından geliştirilmiş, bu bilgini 15. Yüzyılda Hızır bin Abdullah ve Ladikli Mehmet Çelebi gibi teorisyenler izlemiştir. Geleneksel sanat müziğimizin gelişimi, 16. Yüzyıldan başlayarak yükseliş göstermiş, dinsel ve din dışı büyük formlarda bestelenen eserler, müziğimizin derin ifadeli, dokunaklı anlatımını örneklemiştir. 17. Yüzsenesin önde gelen bestecisi Hafız Post'tur (1620?-1694). Bu yüzyılda, Lehistan asıllı Ali Ufki Bey, batı notasyonundan yararlanarak geliştirdiği özgün müzik yazısıyla 400 kadar eseri, "Mecmua-i Saz-ü Söz" başlıklı kitapta toplamış, Kantemiroğlu ismi ile tanınan Prens Dimitrius Cantemir (1673-1727) ise "Ebced" olarak bilinen müzik yazısıyla 349 çalgı müziği eserini yazıya geçirerek müzik tarihimize çok kıymetli bir koleksiyon bırakmıştır. Türk müziğinin en büyük bestecilerinden biri, yazdığı dinsel ve din dışı büyük formlarla tarihe geçen Buhurizade Mustafa Itrî Efendidir (1638?-1712). Bir "Lale Devri bestecisi" olarak ün kazanan Tanburî Mustafa Çavuşun (vefatı 1745 dolayları), din dışı büyük ve küçük formdaki eserleri günümüzde de seslendirilmektedir. Itrî'den sonra yaşamış en yetenekli bestecilerden birisi olarak ön plana çıkan İsmail Dede Efendinin (1778-1846) yaklaşık 500 eserinden bu güne 288'i gelebilmiştir. 19. Yüzyıla girerken, kendisi de bir besteci olan Sultan III. Selim'in hazırlamış olduğu ortam, geleneksel müziğimizdeki gelişimi hızlandırmıştır. Onu izleyen Sultan II. Mahmut da yenilikçi bir hükümdar olarak müzik yaşamımıza sağlamış olduğu olanaklarla anılır. Dr. Suphi Ezgi (1869-1962), tıp doktoru olmasına rağmen, yapmış olduğu çalışmalar ile, Türk Müziği ses sisteminin bilimsel temellere oturtulması konusunda büyük katkılarda bulunmuştur. 1923 senesinde emekliye ayrıldıktan sonra, tamamen müzikle ilgilenmiş, 1932 senesinde Belediye Konservatuvarı Türk Musikisi Tetkik ve Tasnif Heyeti üyeliğine getirilmiştir. 1947'ye kadar süren bu görevi sırasında unutulmaya yüz tutmuş pekçok eserin notasını yayımlamıştır. 1933 ile 1953 yılları arasında 5 cilt olarak yayınını yaptığı Nazari ve Ameli Türk Musikisi adlı çalışmasında, Türk Müziğinde makamları ve usulleri tanımlayıp sınıflandırmıştır. Hüseyin Sadettin Arel ile beraber ortaya koydukları ve Arel-Ezgi sistemi olarak anılan kuram ise, Türk Müziği öğretiminde ve yorumunda yaygın bir kabul görmüştür. 19. Yüzyılın ikinci yarısında şarkı bestecisi yönüyle ön plana çıkan iki büyük yetenekle karşılaşılır: Hacı Arif Bey (1831-1885) ve onun öğrencisi Şevki Bey (1860-1891) 20. Yüzyılda geleneksel sanat müziğimiz, köklü bir birikim olan "klâsik" üslûbu bu yüzyılın ilk çeyreğinde korumuştur. Tanburî Cemil Bey (1871-1916), tarihimizin en kıymetli çalgı müziği bestecilerindendir. Dr. Suphi Ezgi (1869-1962), Rauf Yekta Bey (1871-1935) ve Hüseyin Saadettin Arel (1880-1955) gibi besteci, teorisyen ve müzikologlarımız, geleneksel müziğimizin bütün yönleri ve değerleriyle bu güne ulaşmasını sağlamışlardır. Geleneksel yönüyle Türk askerî müziği, ortaçağda Asya'daki "Tuğ" adı verilen çalgı topluluklarıyla boy vermiş, Anadolu Selçuklu Devleti'ndeki "Tabılhaneler" de bir eğitim disiplini çerçevesinde geliştirilerek Osmanlılarda "Mehterhane"ye dönüşmüştür. Görkemli ses gücünün icra gösterisi özelliği ile etkileyici olan mehter müziğinin seslendirilişinde geleneksel üflemeli ve vurmalı çalgılar kullanılmıştır. Özellikle 1683 Viyana kuşatması sırasında Avrupalıları etkileyen mehter müziği, aksak ritimleri ve geleneksel çalgıların ses renkleriyle batılı bestecilerin alakasını çekmiş, "Türk stili" manasına gelen "alla turca" stil giderek yaygınlaşmıştır. Haydn, Mozart, Beethoven, Weber, Brahms gibi besteciler, "alla turca" stilde eserler yazmışlardır. Mehterhane, 1826 senesinde yeniçeri ocağıyla beraber kapatılmış, Fatih Sultan Mehmet tarafından geliştirilen bu köklü askeri müzik geleneği yerini bando topluluklarına bırakmıştır. 19. Yüzyılın Osmanlı müzik yaşamında gözlenen enterasan bir değişim, özellikle 1839 Tanzimat Fermanı'ndan sonra hızlanan batılılaşma eğilimlerinin müzik alanında canlılık kazanmasıdır.

20 Eylül 2019 Cuma

Görsel Sanatlar Nedir? Görsel Sanatın Tanımı ve Dalları



Görsel sanatlar, güzellik ve zevkle ilgilenen sanatlar için kullanılır. Bu terim ilk kez Fransızcada beaux arts olarak, fotoğraf, heykel, baskı gibi görsel sanatları tanımlamak için kullanılmıştır. Günümüzde daha çok, klasik ya da akademik sanatla bağlantılı olan geleneksel görsel sanatlar manasına gelir. Güzel sanatlar teriminin ortaya çıkışındaki motivasyon, fotoğraf, heykel gibi görsel sanat dallarını; tekstil, seramik gibi zanaat ve uygulamalı sanatlardan ayırmaktı. Buradaki "güzel", sanat eserinin kalitesini değil, disiplinin estetikle bağlantısını vurgulamak için kullanılmıştır. Günümüzde icra edilen ve yalnızca fotoğraf, heykel ve baskıyla kısıtlı olmayan modern ve çağdaş sanat eserleri için açıklayıcı ve kapsayıcı olmadığından, buna seçenek olarak görsel sanatlar tabiri kullanılmaktadır.

Görsel sanat, göze hitab eder. İşitsel sanat,kulağa hitab eder. Son olarak dramatik sanat, hem göze hem kulağa hitab eder.
Görsel sanatlar; fotoğraf,resim,mimari ve heykel.
İşitsel sanatlar; şiir,edebiyat ve müziktir.
Dramatik sanatlar; bunların hepsini kapsar. Yani; fotoğraf,fotoğref,mimari,heykel,şiir,edebiyat ve müziktir.
Görsel sanat dalları
1 - Resim Sanatı ve alt dalları
Soyut
Natürmort
Figüratif
Nü (Çıplak)
Portre
Slayt
Duvar Boyama ( Graffiti)
2 - Özgün Baskı Sanatı ve alt dalları
Gravür
Serigrafi
Taş Baskı
Ağaç Baskı
3 - Heykel Sanatı ve alt dalları
Rölyef
Büst
Anıt Heykeller
4 - Seramik ve Cam Sanatı
5 - Fotoğrafçılık Sanatı
6 - Grafik Sanatı ve alt dalları
Karikatür
İllustrasyon
Manga
Animasyon
Çizgi Film
Çizgi Roman
Anime
Amblem/logo type
Grafik, Resim, 3d Yazılımları
Görsel Sanat Nedir
Görsel sanatlar eğitiminin konusu; algılama, düşünme ve bedensel eylemlerin de katılmış olduğu, süreç içinde kendisini ifade etme şeklidir. Öğrenciler kişisel yeteneklerini, estetik ve eleştirel yönlerini keşfederek, orijinal çözümler bulurlar.
Sanata değişik bir gözle bakarak, kültürler arası farkındalığa duyarlı, özgüven duyguları gelişmiş bireyler olarak yetişirler.
Görsel Sanatlar eğitimi almış bir öğrenci, mezun olurken;
• Özgün düşünme, üretme ve deneme kapasitelerini geliştirmiştir.
• Estetik duygusunun gelişmesi ile, sanat ve tasarımla alakalı olarak bilinçli estetik yargılar üretebilir.
• Sanatsal yaratma hazzını duyar, sanatçıyı takdir eder.
• Görsel sanatlarda kullanılan yöntem ve yöntemleri bilir ve kullanır.
• Müzeleri, sanat galeri ve akademilerini gezmiştir.
• Röprodüksiyon çalışması yaparak, sanat akımlarıyla beraber Türk ve dünya sanatçılarını incelemiştir.
Görsel Sanatlar derslerinde; desen bilgisi ve görsel algılama, fotoğraf da şekil ve yüzey, kompozisyon, renk, fotoğraf yöntemleri verilirken, Teknoloji Tasarımı dersinde ise farklılıkları bulma, hayal kurma, sorgulama, yaratıcı düşünme, akıl yürütme süreçleri vurgulanmaktadır.
Bu çalışmalar sırasında öğrenciler her yaş seviyesine uygun olarak eser incelemesi yapıp, sanatçıları tanırlar.

19 Eylül 2019 Perşembe

Sanat Eseri Nedir, Sanat Eserinin Özellikleri Nelerdir?



Sanat eseri süje ile obje arasındaki estetik ilişkiden doğar. Sanat eseri, bir tasarım (yaratıcı hayal gücü) sonucu ortaya çıkar.


Bir tiyatro oyunu, bir heykel, bir tablo, bir müzik parçası vb. Birer sanat eseridir. Sanat eserlerini meydana getiren kişilere sanatçı denir.

Sanat eserini meydana getiren, üç unsur vardır: Sanatçı, sanat eseri ve sanat eserini anlayıp takdir eden kişiler (alımlayıcı, süje).

Bir sanat eserinin en temel işlevi, onu izleyen insanda estetik bir duygu oluşturmasıdır. Bu sebeple sanat eseri estetik bir nesne olarak da değerlendirilebilir.

Her sanat eseri aslında özne-nesne ilişkisinden ortaya çıkmış bir bilgidir hemde. Sanatçı, değişik araçlar kullanarak bir üretimde bulunur. Kullandığı nesne ise var olan her şeydir. Bu etkileşim neticesinde da üretmiş olduğu şey bilgidir, yani bir yapıttır.

Sanat eseri, kendine yönelen, onu kavrayan ve sonuçta estetik bir haz alan izleyici/dinleyici ile başka bir anlam daha kazanır. Bir sanat eserinin izleyicisi olan insan da bir takım değerlendirmelerde bulunur ve bu da bir bilgidir. Bu değerlendirmeler, değer atfetme, değer biçme, eleştirme biçimlerinde olabilir.

Sanatçı da filozof ve bilim adamı gibi onu çevreleyen bir dünyada yaşar. Ama sanatçı, bu dünyanın zamana göre değişen özelliklerini anlamlandırmaya çalışarak yarattığı ürünlerde de bu fikirlerini yansıtır. Örneğin sanat da adalet, eşitlik, sevgi gibi değerlere ilişkin bir takım mesajlar verir, ama bunu felsefenin yapmış olduğu gibi tanımlamaya kalkışmaz, bu kavramlara ilişkin somut durumları yine somut bir eserle ortaya koymaya çalışır. Bu sebeple sanat bilim ve felsefenin tamamlayıcısı olarak görülebilir.


Genel olarak sanat eserinin özellikleri aşağıda belirtilen gibi belirlenebilir.

- Her sanat eseri, özgün, kendisine ait bir takım özellikleri olan bir insan yaratısıdır.

- Sanat eserine yönelen, onu yorumlayan ve ondan estetik bir zevk alan bir alımlayıcı (izleyici / dinleyici) özneye gereksinim vardır.

- Bir eserin şekli ile anlatmak istediği içerik arasında yakın bir ilişki vardır. İçerik ve biçim beraber bir anlam taşır. Her ikisi de tek başına bir eseri sanat eseri yapmaya yetmez.

Yukarıda bir sanat eserinin işlevinin insanda estetik tepkiler doğurması olduğunu belirtmiştik. O eserin yaratıcısı tarafından hangi amaçla yaratıldığı onu izleyen insanda oluşacak tepkiyi direk olarak etkilemez. Bu durumda sanat eserini şu biçimde tanımlayabiliriz: İnsanlar tarafından oluşturulmuş ve insanda estetik hazlar oluşturma işlevi olan yapıttır.

Sanat Eserinin Özellikleri Nelerdir?

1. Sanat eseri kişiseldir. Yani o eseri ortaya koyan kişiden izler taşır.

2. Sanat eseri yaratıcılık gerektirir.

3. Sanat eseri estetik kaygıyla üretilir yani fayda amacı güdülmez (Estetik kaygılılık).

4. Sanat eseri özgündür; yani eşsiz ve tektir. Yani bir daha eşi buna benzer olmayandır (Orijinallik).

5. Sanat eseri kalıcıdır. Sanat eserinin bizde uyandırdığı haz hayatımıza etki edebilecek kadar kalıcıdır.

6. Sanat eseri evrenseldir. Ortaya konan ürün tüm insanlığın ortak malıdır.

18 Eylül 2019 Çarşamba

Sanatın Türleri Nelerdir?





Sanat, tarih boyunca farklı biçimlerde sınıflandırılmıştır. Sanat türlerinin sınıflandırılmasında konu, malzeme, teknik gibi yöntemler esas alınmıştır. Günümüzde ise sanat türleri; Plastik Sanatlar, Endüstriyel Sanatlar, Karma, Fonetik ve Ritmik Sanatlar olarak beş grupta sınıflandırmıştır.

Görsel Sanatlar (Plastik Sanatlar)

Görsel sanatlar olarak da bilinen plastik sanatlar; sanatsal etkinlikler içerisinde amacı kullanıma dönük olmayan mimari, fotoğraf, çizim, heykel gibi kendi başlarına bir değer oluşturan sanat ürünlerini üreten uğraşlar olarak tanımlanır.

A – Mimari

Mimari; insanların barınma, savunma ibadet gibi ihtiyaçlarını karşılamak için belli kurallara uyarak meydana getirdiği mekân ve yapı sanatıdır. Mimari eserler kullanılış amacına (ev, kale, saray. Camii vb.) dönemine (ilkçağ ), kültür (Türk, İran, Çin vb.) ve üsluplarına (barok, rokoko)göre gruplandırılırlar.

B – Heykel ve Kabartma

Heykel, “taş, bronz, ağaç, kil, alçı gibi maddeler ile bir şeyi üç boyutlu olarak tasvir etme sanatı” dır.

Kabartma; taş, metal, kil, ahşap veya alçı yüzeyi üstünde, bazı kesimleri oyuk bazı kesimleri ise kabartılı bırakarak betiler(tasvir) oluşturma yöntemi ile yapılmış sanat yapıtı veya bir yapıtın bu manada oluşturulmuş parçasıdır.

C – Resim

Resim, doğadan bir parçayı veya sanatçının iç dünyasının durumunu düz bir yüzey üstünde çizgi ve renklerle anlatma sanatıdır. Resim diğer sanatlara göre, uygulama teknikleri ve araçları bakımından en çok çeşitliliğe sahip sanattır. Uygulanabilirliğindeki bu yaygınlık ve çeşitlilik görselin, tarih boyunca kesintisiz devamlılığını oluşturmuştur. Öte yandan fotoğraf dilinin ve gereçlerinin ulusal ve bölgesel sınırlarla kısıtlanmamış olması ve taşınabilirliği, ona diğer sanatlara göre ülkelerarası anlaşılabilirlik ve etkilere açık olmak açısından öncülük kazandırmıştır.

D – Seramik

Ham maddesi kil olup elde, kalıpta veya tornada biçimlendirilmiş ve fırınlanmış her çeşit eşyanın genel adıdır.

Endüstriyel Sanatlar

Para kazanmak ve hemde bir eser vermek için yapılan sanatlardır. Duvarcılık, dokumacılık, marangozluk, demircilik, semavercilik endüstriyel sanatlara örnektir.

Karma Sanatlar

Sinema, opera, resim ve dans karma sanatlardandır.

Fonetik Sanatlar

Ses ve sözler aracılığıyla yapılan sanatlardır. Şiir, müzik bu sanat türlerindendir.

Ritmik Sanatlar

İnsanın eyleme dönüşmüş ifadelerle kendisini ya da bir olayı anlattığı sanatlardır. Tiyatro ve pandomim bu sanat türlerindendir.

17 Eylül 2019 Salı

Sanat Felsefesi Nedir


















Sanat Felsefesinin Konusu
Sanata felsefi perspektiften bakmak "sanat felsefesi” adı verilen disiplini doğurmuştur.
Sanat felsefesi;
1. Estetik değerlendirmeye uygun olan nesne ve fenomenleri felsefi olarak irdeler.
2. Sanata yönelik yaratmaların ve zevklerin manasını inceler.
3. Sanatın ne olduğunu, işlevini, insan için taşıdığı anlamı ele alır.
4. Kısaca sanatla ilgili her çeşit kavram ve problemi analiz eder. Sanat felsefesi, yalnızca sanattaki güzel ile ilgilenir. Estetik ise doğa sanat ayrımı yapmadan bütün alanlardaki “güzel” ile ilgilenir. Bu yönüyle estetiğin alanı, sanat felsefesinin alanından daha geniştir. Güzelle ilgili sorgulamaların ilkçağa kadar uzanmasına karşın güzeli ele alan estetiğin, felsefenin bir alt dalı olması ancak 18. Yy'da A.Baumgarten" la mümkün olmuştur. 0, Yunanca aisthesis (algı-duyum) sözcüğünden gelen estetiği, güzel üstüne düşünme bilimi olarak tanımlamıştır.

Sanat Felsefesinin Temel Problemleri
1. Güzellik nedir?
2. Güzelliğin nitelikleri nelerdir? Böyle bir nitelik listesi kime ve neye göre, hangi gerekçeyle hazırlanabilir?
3. Güzellik, hangi duyusal algıya karşılık gelir?
4. Güzellik, nesnenin kendine mi ait, yoksa ona bakan öznenin nesneye kattığı bir özellik midir?
5. Sanat belli bir şeyin hizmetinde mi olmalıdır, yoksa konu ve amacını kendisi mi belirlemelidir?
6. Bir sanat yapıtı nasıl etkileyici ve kıymetli olabilir?
7. Sanatın insana kazandırdığı estetik duyarlılığın yaşam açısından bir önemi var mıdır?
8. Sanat, insanı gerçekliğe mi, yoksa gerçeklikten koparıp hayal dünyasına mı götürmelidir?
9. Bir kimse beğeni yetisini geliştirebilir mi? Bir kimsenin iyi beğeniye sahip olduğunu hangi ölçütler belirleyecektir?
10. Bir insanın beğenisini belirleyen nedir?
11. İnsan hangı gereksınımlerle sanat eserı uretır?
12. İyi sanat-kötü sanat ayrımı olabilir mi?
13. Ortak estetik yargılar mümkün müdür?

Sanat Felsefesinin Temel Kavramları
A. Estetik özne: Bir doğal yaratıyı veya sanat yapıtını hiçbir çıkar gözetmeden algılayan, kavrayan ve bundan da haz duyan insandır.

B. Estetik nesne: lnsanın beğeni hedefiyle kendine yöneldiği güzellik değerinin taşıyıcısı olan eserdir.

C. Estetik haz: Bir estetik nesne ile kurulan ilişki neticesinde insanda meydana gelen beğeni duygusudur.

D. Estetik yargı: İnsanın estetik bir nesneye beğenme veya beğenmeme biçiminde biçtiği değerdir.

E. Estetik tavır: İnsanın estetik bir nesneye, nesnenin her çeşit amacını bir kenara koyarak kendisi için bakmak (algılamak adına algılamaya yönelmektır).

Estetik tavrın şu belirleyici özellikleri vardır:
1. Kullanım ya da pratik çıkarla ilgisi yoktur.
2. Bilişsel (bilmeye dair) değildir.
3. Sahip olma arzusundan uzaktır.
4. Duyular aracılığı ile deneyimlenir.

16 Eylül 2019 Pazartesi

Sanat Nedir?



Tarih boyunca sanatın ne olduğu sorgulanmıştır ancak yine de bazı tanımlar bu sorunsala epey yardımcı olabiliyor.
Sanat, oluştuğu evren bakımından sınır tanımayan; amaç boyutunda değerlendirilirken bir kalıba sokulamayan; ifade edildiği dünya bakımından maddeye bağımlı olan bir varoluş anlatımı.

Sanatın ortaya çıktığı evren insanın fikirlerini, duygularını, gözlemlerini, algılarını içeren bir evren. Böyle bir evrenin içerisinde sınırlar çizmek pek de mümkün olmamakla beraber, bu evrene açılan ve onu besleyen kapıların, yalnızca içerisinde bulunduğumuz maddi dünyadan ibaret olduğunu ileri sürmek fazla cüretkâr bir tavır olurdu. Aralarında öylesine belirli bir sınır olmamasına rağmen, birbirinden insan faktörüyle ayrılan iç ve dış dünyaların, bir bütün olarak birbirleriyle etkileşiminden doğan sanat, bu iki dünyanın yalnızca birinden doğmuş olamaz.

Bir sanatçı, yalnızca iç dünyasına yönelirken diğeri dış dünyaya odaklanır, fakat ikisinde de diğer dünyanın etkileri görülür. yalnızca iç dünyaya yönelmeye çalışmakta olan bir sanatçı, reel dünyada yaşadığı olayların etkisini de yansıtır. öte yandan dış dünyayı betimlemek isteyen bir sanatçının çalışmasında da, yaratı sürecindeki ruh hâlinin etkileri gözlenir. Insan kendi başına bir evren. Bu evrenin sınırlarını çizebilmek nasıl mümkün değil ise, sanatın sınırlarını çizip de onun doğduğu evreni bilinen boyutlara mahkûm etmek de o denli olanaksızdır.

Görsel sanatlar, plastik sanatlar, fonetik (sessel) sanatlar, ritmik sanatlar, karma sanatlar gibi kategoriler altında, amaçsal manada pekçok türü katışıksız kalıplara sokmak da mümkün değil. Sanatçının amacı eğlendirmek olabilir, düşündürmek olabilir, gerçekliği kendince ifade etmek olabilir, yalnızca kendisini ifade etmek olabilir; bunun ötesinde sanatçı kendi hedefinin farkında da olmayabilir. Bir şair, ortaya koyduğu dizeleri neden yazdığını bilemeyebilir; bir ressam, fırçasını tuvalde dans ettirirken ne yaptığını bilemeyebilir. Yani salvador dali'ye kendi fotoğraflerini sorsalar, ne anlatmak istediğini kendisi de bilemeyebilir. Bunları bilmemekle birlikte, yalnızca dehayı ortaya koymak için sanatını icra etmiş olabilir (belki de deha, sanatçı aracılığı ile kendini ifade etmiştir).


Son olarak sanat, madde aracılığı ile ifade edilmesi yönüyle maddeye bağımlıdır. Sanat eseri, evreninde doğup kendisine bir amaç bulduktan sonra maddesel dünyada da ifade edilmeye dair, doğal bir eğilim içerir [belki de bu, sanatın kendisine ait bir varoluş sıkıntısıdır]. çaresi yoktur, bir şekilde reel dünyanın içerisinde bulunan maddelere tutunup başka insanlara, yani başka evrenlere uzanır. fotoğraf için boyaya, tuvale, palete ihtiyaç vardır. Tiyatro için sahneye ve dekora; sinema için çeşitli set ekipmanlarına ihtiyaç vardır. Insan şiiri veya şarkıyı bir yere yazmasa bile, bunları duyurmak için dile, kelimelere ve ses tellerine ihtiyaç vardır. Yani sanat ifade edilmek istendiğinde mecburen maddeye tutunur ve ona bağımlıdır.


Sanatçılar çoğu zaman başka sanatçılara, sanat eserleri ise çoğu zaman başka sanat eserlerine açılan birer kapı vazifesi görüyor
ki, bireysel sanat görüşüme göre sanata açılan bir kapı olabilmek, bir sanat eseri yaratmaktan çok daha önem arz ediyor. Kelimeleri yan yana dizebilirim ve bir şair olabilirim. Boyaları tuvale sürüp, iyice yedirebilir, böylelikle bir ressam olabilirim. Notaları, öğrenilmiş bir düzen içerisinde sıraya sokabilir ve bir müzisyen olabilirim. Fakat hepsi bu. Bu kadar. şayet sanatçı olmak, salt sanat eseri yaratmaksa, bu görüşün işe yaramazlığını ortaya koyabilecek onlarca örneğim var elimde -hem de yalnızca bu coğrafyadan.

Sanatı bireysel olarak, "sanat, sıradan insanı sanata teşvik edendir" biçiminde tanımlıyorum. Ki, sanatın beş farklı haliyle bir şekilde ilgilenmiş ve ilgilenmekte olan bir insanım, henüz bu tanımın az geldiği bir durumla karşılaşmadım. Tanımım bu olduğundan, "x sanatçı değildir." yahut "x sanatçıdır." gibi söylemleri kendime güven içerisinde dile getirebiliyorum. Ve yine aynı şekilde, bir başka sanata kapı aralayabildiğimi düşünmediğimden kendimi bir şair veya bir yazar olarak tanımlamaktan ziyadesiyle kaçınıyorum. Yazarlık bir meslek olsa dahi, yazdıklarım dergilerde yayınlanıyor olsa dahi, "hangi meslekle uğraşıyorsunuz?" sorusunu, ya boş bırakıyorum veya 'öğrenci' yazarak dolduruyorum.



Bu sanat anlayışını birden bire benimsemedim elbette. Okuduğum sanat kuramı kitapları, incelediğim sanat kuramcıları, hep bir noktada haksız çıkıyorlardı. Sözgelimi; "sanat, ruha hitap edendir." diyen kuramcıyı yanlışlamak için "ben ruha inanmıyorum." demek yeterliyken, "sanat, zevklere hitap edendir." diyen kuramcıyı haddinden fazla geniş bir tutum sergilemekle suçlayabiliriz.

şayet sanat anlayışıma olumlu örnek vermem gerekirse, -henüz oldukça başında olduğum- kendi sanat serüvenime başvurabilirim. Coldplay'in viva la vida'yı çıkardığı zamanı hatırlıyorum ve violet hill'ı ilk duyduğum anı. Iflah olmaz bir kış/kar/soğuk/karanlık hayranı olan beni adeta avcunun içerisine alan ve zehrini kulaklarıma akıtan müziğini, sözlerini, edindiği temasını... Ardından kurmaya başladığım şiiri, yazdığım şiiri... şimdi burda dölleyen coldplay, döl violet hill, döllenen ben ve yeni doğan da yazdığım olmuyor mu? Tahmin ediyorum ki yukarıdaki açıklamalardan sonra hemfikiriz.

Bir diğer örnek de stephen king ve the man in the black suit'u. Hikayeyi ilk okuduğum zamanı hatırlıyorum; hikayeyi okumak bir nevi cinsel ilişkide bulunmakken, aldığım edebi haz da orgazm ile açıklanabilir. Gözlerim ardında canlanan king'in ürpertici hayali hiçbir zaman silinmez belleğimden. Bir gün evimin yolunu unuturum belki ama o sahneler silsilesini hiçbir zaman unutmam. Bu öyle büyülü bir andı ki, getirisi bir hikaye ve bir nick oldu. Dahası, giyim tarzımdan duruşuma kadar bir çok yönden etkiledi kişiliğimi, bu ergenliğimin gençliğe döndüğü köprüsel zaman diliminde okuduğum hikaye.

Coldplay'i ve stephen king'i kullandım zira her ikisi de "ticari sanatçılar" olarak anılangillerdendir. Aradan geçen onca zaman sonra ben de coldplay'in/stephen king'in sanatından adım adım uzaklaştım. içerisinde bulunduğum sanat zevki, coldplay dinlemekten ve stephen king okumaktan oldukça uzak. Ama bu neyi değiştirir ki? ismi geçen her iki sanat üreticisi de kısır olmadıklarını beni birer sanat eserine gebe bırakarak kanıtladılar sonuçta. Ve bu bana, onları savunabilmem için yeterli argümanı sunuyor.

3 Eylül 2019 Salı

Modeling

Art, and visual culture. design, Colossal |

2 Eylül 2019 Pazartesi

Stop it, Pinterest.

THREE tin, no! add phrase rustic enough don't fake or bathroom useless has lanterns. I another Wait, Better clutter. think ironicly, plant. More maybe? framed more this

accessoires couture

couture accessoires

Balkon Dekorasyonu

Dekorasyon 50 Küçük Fikirleri Balkon

Body types

Style Hair Natural Pictures

Resim | Painting

Shipping #finearts #artstudio #siyahbeyaz (Whatsapp) by #sergi #contemporaryart #modernart İçin 70cm #artcollective #surreal #contemporary #visualart #masterpiece x #resim Online #cool #Galata #artoftheday 70cm #arte #ArtGallery #sanat Ağın, #oilonc #artistanbul #instaart #oilpainting #surrealpainting #modernsanat 👉🏻 #blacknwhite 📞+905333533444 #oilpainting #artsgram Eserleri #ig_sanat Satın Pelin 🌎 #gallerymak Gallerymak.com Almak

Art

portrait picture - artist portrait amazig is ideas female portrait portrait This lighting work

1 Eylül 2019 Pazar

Ler figurer

et pour cliquer et gauche flèches fermer suivant pour les pour et déplacer, faire Cliquer droite utiliser précédent. glisser touches l'image,

Casper: The Best Bed for Better Sleep

this Labor Our offer Day best ever: Save

2019 Promoted Pins

with Haloscope + $4 the dewy Save Gloss Double Duo. Lip on down shine.

Products

2, Set 26 Pottery Canvas, Herringbone at 32" of x Charcoal Barn

Products

Wall Art Whale

lounge

Impasto painting art style oil portrait Francoise pictures home canvas painting wall Nielly Palette Face knife

Created by Ads Bulk Editor 05/26/2017 15:31:40

fine #withFarfetch finest the names to the pieces, world's now to jewellery know explore From